İsrail, İran destekli Hizbullah’a karşı küçük kara saldırıları düzenledi ve kuzeydeki dağıtımcılardan üçünü “kapalı askeri bölge” ilan etti; bu da Lübnan’a kuvvet göndermeye hazırlayabileceğinizin sinyalini veriyor.
Dışişleri Bakanlığı Matthew Miller, İsrail’in ABD’deki baskınları hakkında bilgi verdiğini, kendisinin “sınırını genişleten Hizbullah’ın odaklanan sınırlı operasyonlar” olarak tanımladığını söyledi.
Hizbullah militanları ile İsrail birlikleri arasında doğrudan çatışmada herhangi bir rapor sunumu olmasına rağmen Batılı bir yetkili, İsrail’in Lübnan’a bir kara harekatı “yakında” olduğu yorumunu yaptı.
İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkili, İsrail’in planlarını ABD ile paylaştığını ve operasyonun “sınırlı” olduğunu söyledi.
Pazartesi günü Hizbullah, uzun süredir devam eden lider olan Hasan Nasrallah’ın da içinde bulunduğu üst düzey komutanların çoğunun İsrail’deki hava saldırılarında öldürüldüğünü, ardından bile savaşmaya hazır olduğunu duyurdu.
İsrail saldırıları 10 gün içinde Nasrallah’ı ve onun üst düzey komutanlarından altısını öldürdü ve ordunun söylediğine göre Lübnan’ın binlerce binlerce militanı hedef aldı.
Lider vekili Naim Kassem televizyonda yayınlanan bir açıklamada, İsrail’in kara saldırısının başlatılmasına karar verilmesi halinde grup savaşçılarının hazır olduğunu söyledi.
Kassem, “İsrail bizim (askeri) yeteneğimizi etkileyemedi” dedi ve öldürülen komutanın yerine yeni bir komutanın geldiğini ekledi.
2006 yılında İsrail ile bir ay süren savaşta çıkmaza giren militan grup “savaşın uzun süre sürebileceğini” öngördüğünü söyledi.
Bu arada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran’ın Nasrallah’ın ölümüne Tel Aviv’i vurarak misilleme yapmaya karar vermesi halinde “İsrail’in Ortadoğu’da hiçbir yere ulaşamayacağı” gerekçesiyle İran’a uyarıda bulundu.
Lübnan Sağlık Bakanlığı’na göre, son iki hafta içinde Lübnan’da İsrail ateşinde 1000’den fazla kişi öldü; bunlardan neredeyse dörtte biri kadın ve çocuk.
Bu arada Birleşmiş Milletler, saldırıların başlamasından bu yana en az 100.000 kişinin Lübnan’dan Suriye’ye kaçtığını ve 5.000’den fazlasının Suriye’nin başkenti Şam’ın bir sığınağına sığındığını söylüyor.