Emmanuel Macron, son odadan çıktıktan sonra “düzen, düzen, düzen” ve “her düzeydeki yapının geri dönüşü” denetimlerinde bulundu.
“Okulların, belediye binalarının, spor salonlarının, kütüphanelerin yakılmasına” yol açan şiddetten ve bu “yağma yoğunluğundan” “çıkardığım ders düzen, düzen, düzendir”, Yeni Kaledonya’dan TF1 ve France 2 ile ilgili televizyonda yayınlanan bir röportajda ilan etti.
“Düzen galip gelmeli. Düzen olmadan özgürlük olamaz ve bu, cumhuriyet düzeni ve sükunete dönüş anlamı gelir” diye ısrar etti.
Devlet Başkanı’na göre, “ülkemizin aileden ilgili her düzeydeki yönetime dönüşe ihtiyacı var”. “Okullarda daireler, kayıtlı odalardan ofisleri, güvenlik güçlerimizin ofisleri”nden bahsetti.
Macron, “Sorunu bırakın polisi, Eğitim Bakanlığı’nın bile işi değil” dedi.
“Bazı aileleri daha sorumlu hale getirmeliyiz, ayrıca sıkıntıda olan diğer aileleri de desteklemeliyiz ve onları bir çerçeveye kavuşturmak için gençlerimize büyük ölçüde yeniden yatırım yapmalıyız” dedi.
Devlet başkanı ayrıca “sosyal ağları” seçti ve “bu patlamaları önlemek için dijital bir kamu düzeni” çerçevesinde bulundu.
“Bu gençlerin çoğu bir araya geldi, bu isyanları organize etti, bazen belirli ağlar üzerinden yarışmalara katıldı ve bu nedenle burada da önce gözlemlemeyi ve genç gençlerimizi ekranlardan daha iyi korumayı başarmalıyız” diye açıkladı.
Son olarak, Cumhurbaşkanı “zorlukları dağıtma politikamızı gözden geçirmemiz” hissetti: “Şüphesiz Cumhuriyetimizin sınırlarından biri, onlarca yıldır aynı mahallelerde aynı yerlerdeki sorunları yoğunlaştırmamızdır”.
27 Haziran’da, Nanterre’de bir trafik cezası sırasında bir polis memuru tarafından yakın mesafeden vurulan 17 yaşındaki Nahel’in ölümü, ülkeyi ateşe verdi ve art arda birkaç gece şiddet saldırısı, araba yakmaya, kamu binalarının yağılmasına ve birçok Fransız kasabasında yağmaya neden oldu.
Ayaklanmaların ardından toplam 1.300’den fazla kişi mahkeme önüne çıkarma, 608’i reşit değil ve yargılama 18 yaşındakiler için daha uzun olduğu için çoğu mahkemeye çıkarılmadı.