Karasu’nun, Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergede çarpıcı savlar: Konukevinde ‘film’ üzere soygun!

Atatürk Havaalanı kapatıldıktan sonra hizmet vermeye devam eden Atatürk Devlet Konukevi’ni sinema platosu olarak kullananların “soygun” yaptığı ileri sürüldü.

Hırsızlık olaylarının, daha evvel Atatürk Havaalanı’nda başmüdür yardımcılığı misyonunda de bulunan bir kişinin de ortalarında bulunduğu birtakım işçi tarafından “organize” olarak yapıldığının öne sürüldüğüne işaret eden Karasu, “Havaalanı sinema platosu olarak kullandırılıyor. Sinema çeken grupların kullandıkları alet ve ekipmanı taşıyan yüksek tonajlı TIR’lar vs. de havaalanına sokuluyor. Fakat bu araçlar, içerideki ‘organize’ bir grup tarafından gerektiği üzere denetlenmiyor. Hatta hırsızlığa göz yumulması için, güvenlik kameraları ‘off’ durumuna getiriliyor. Yani bu araçlara içeriden yükleme yapılıyor ve böylelikle kablolar dışarı çıkarılıyor. Yalnızca kablolar da değil, daha evvel güvenlik kameraları da buradan çalınmış durumda. Bu türlü rezalet olmaz” dedi.

Karasu, Uraloğlu’na verdiği önergede şu sorulara karşılık aradı: “Devlet Konukevi’nin de içinde olduğu Atatürk Havaalanı’nda son bir yıl içinde kaç hırsızlık hadisesi meydana gelmiştir? Çalınan alet, teçhizat vs. ve mali bedeli nedir? Havaalanının set/plato olarak kullanılmasından rastgele bir fiyat alınmakta mıdır? Hırsızlık olaylarını bilen ve uyaran işçinin daima şantaj ve tehdit edildiği tezi hakikat mudur?”