İran’ın Cumartesi günü İsrail’le ilk doğrudan askeri çatışması için sürpriz olmadı.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, İsrail’in bu ayın başlarında Suriye’deki İran konsolosluk binasına yönelik şüpheli hava saldırısının ardından İsrail’in “tokatlanacağı” konusunda uyardı.
Yine de Tahran’ın İsrail’e 300’den fazla insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesi fırlattığı saldırıların yansımaları İran halkına dair daha az endişe verici değil.
Devlet medyası halk arasında kitlesel kutlamalar yayınlarken, sistemin önemli bir kısmı ekonomik etkilerden, daha fazla iç baskıdan ve İsrail’in ülkesinde savaşa sürükleyebilecek olası misilleme eylemlerinden derin endişeleriniz var.
İran’ın krizleri ekonomik ekonomi
Saldırıların ardından İran para biriminin dolar, euro ve sterlin karşısında düşen değeri rekor düşük seviyelere ulaştı.
Artan enflasyon ve yeni bir uluslararası yaptırımların dönüşümüyle daha da kötüleşebilecek temel mal kıtlığı, son yıllarda insanların temel endişeleri haline geldi.
1 ABD dolarının fiyatı Pazar günü bir saatliğine 70.000 İran riyali üzerine çıktı, ancak daha sonra düştü.
Economist’in Mart 2023’teki analizine göre, İran para birimi son olarak dünyadaki dolar karşısında yüzde 94 oranında değer kaybetti.
Bu, insanların yaşam standartlarını düşürdü ve insanların zavallılığına sürüklendi.
Washington, İsrail’in İran’a karşı olası misillemelerinde yer almak istemezken, ABD Başkanı Joe Biden, G7’nin sanayileşmiş ülkelerde uyumlu ve bir tepki eyleminde bulunduğunu belirtti.
ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya, İran’ın zaten kötü durumdaki ekonomik yaptırımlarla vurursa, İran halkı için daha büyük sıkıntılar yaşanabilir.
**İç baskı riski**
2022’de İran’ın İslami rejimi, on yılda görülen en büyük hükümetin huzursuzluk patlamasıyla sarsıldı.
Protestolar, Mahsa Amini’nin saçlarını düzgün kapatmadığı ve dar kot pantolon giydiği iddiasıyla ülkenin ahlak polisi tarafından tutuklanmasının ardından patlamayla alevlendi.
Her ne kadar gösteriler büyük oranda bastırılmış olsa da İslami kıyafet kurallarında tartışmalar sürüyor ve hükümet birçok kişinin gözünde meşruiyetini kaybetmiş durumda.
İran’da bazıları, İsrail’le daha doğrudan bir askeri çatışmanın, istikrarsızlıktan veya olağanüstü savaş koşullarının önlenmesi, İslam Cumhuriyeti’nin iç zorluklarıyla daha kolay yüzleşmesine imkânların tanıyacağından endişe ediyor.
İran hükümetinin insan hakları ihlallerinde ısrar edebilir ve dün uygulanan ancak İran’ın İsrail saldırısının gölgesinde kalan zorunlu başörtüsü yasalarını daha katı bir şekilde uygulayabilir.
Pazar günü, İran Gönüllü Muhafız Birlikleri “siber uzaydaki İsrail destekçileriyle” ilgileneceği konusunda uyardı.
İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel politikasına ve Cumartesi günü askeri operasyona yönelik çevrimiçi eleştiri, bu bağlamda “İsrail’i desteklemek” olarak değerlendirilebilir.
Daha geniş bir savaş riski
İran’ın yaklaşık 88 milyonluk ömrü içinde rejimin dış politikasını destekleyen bir kesim var.
Bazı Filistin taraftarlarına sempatiyle yaklaşanlar ve İsrail ile onun temel müttefiki ABD’nin Ortadoğu’da ekonomik politikalar olarak gördüklerini yükseltiyorlar.
Ancak İran İstihbarat, muhaliflerin seslerini bastırmak için destek aldı, gazetelerin ve çalışanların İsrail’e yönelik saldırıları ve ardından her türlü muhalefeti protesto yasaklandı ve Kremlin’in Ukrayna ihtilafı sırasındaki eylemlerini anımsatan taktikler uygulandı.
İranlılar arasında hakim olan kaygı, doğrudan çatışma durumunda aileleri ve gelecekleri konusundadır.
Irak’la 1980’den 1988’e kadar süren ve yaklaşık 200.000 İranlının yaşamının kaybolduğu sekiz yıllık acımasız savaş muhteşem anısı, bu kaygıları güçleniyor.
Sosyal medyadaki son trendler, internet kullanıcılarının önemli bir kısmı, İran’ın İsrail topraklarına yönelik saldırıda iddia edilenlerin titizlikle incelendiğini ve bunun için Beyaz Saray tarafından potansiyel olarak izin verilen önceden talep edilen bir hareket halinde olduğunun ortaya çıktığı gösteriliyor.
Sosyal medyadaki bir diğer kesim ise bu saldırının gerçek galibinin, İran’ın insansız hava araçları ve füzelerinin yüzde 99’unu etkisiz hale getirerek ülkenin savunma yeteneğini bir kez daha ortaya koymayı başaran İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olduğunu düşünüyor.
Bazıları, İran’ın konsolosluk binasına yapılan saldırının günlerce sürmesine rağmen İsrail’e karşı hamleyi geçme notunun zayıflığının çizdiğini söylüyor.
Netanyahu, İran’ın saldırısını savuşturarak, iç krizlerin ve İsrail’in Gazze’deki eylemlerine yönelik uluslararası eleştirilerin incelendiği bir incelemede İsrail’in Batı’yı ve müttefiklerini harekete geçirmek için gerekli kapasiteye sahip olduğunu gösterdi.