Tunus ve Libya, sınırda mahsur kalan göçmenlerin ruhlarını paylaşma konusunda anlaştı

Tunus ve Libya Perşembe günü, sınırlarında mahsur kalan niyeti göçmene barınma sağlama konusunda paylaşım konusunda bir anlaşmaya vardıklarını duyurdu.
Tanıklara, insan haklarına ve BM hükümlerine göre, özellikle Sahra altı Afrika ülkelerinden gelen göçmenler, Tunuslu yönetimler tarafından Ras Jedir’in bölgelerine götürüldü ve başlarının bakıma bakmaları için orada bırakıldı.
Yardım grupları, Sahra altı Afrika topraklarından gelen amacın göçmenin orada hayati tehlike oluşturan bileşenleri mahsur geçtiğini söyledi.
Tunus mahalli Bakanlığı sözcüsü Faker Bouzghaya, Tunus’ta Libyalı idarelerle yaptığı ortak toplantıda “sınırda bulunan göçmen gruplarını paylaşma konusunda anlaştık” dedi.
Grupların Çarşamba günü Tatouine ve Medenine topluluklarındaki kabul merkezlerine aktardığını ve Tunus Kızılayı’nın kullandığı sağlık ve psikolojik devanın sağlandığını söyledi.

İnsani kaynaklar, anlaşmaya göre Libya’nın kalan 150-200 göçmeni kabul edeceğini söyledi.
Libya içişleri bakanlığı Perşembe günü erken konut “sınır bölgesinde mahsur kalan göçmen krizine son vermek” için ikili anlaşmayı duyurdu.
Daha sonra yapılanmanın, anlaşmanın ardından sınırda mahsur kalan göçmen kalmadığını belirterek, “sınırını güvence altına almak” için ortak devriyeler düzenine girdiği de sözlerine eklenir.
Tunus’un ikinci şehri Sfax’ta 3 Temmuz’da Tunuslu bir adamın göçmenlerle çıkan birın sonraki yürüyüşlerinin ardından ırksal gerilim alevlenmişti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, 1.200 kadar Afrikalının “Tunus güvenlik güçleri tarafından sınır dışı edildiğini veya zorla Libya ve Cezayir ile sınırlarını taşıdığını” söyledi.
Bir insani yardım sekreterinin raporlarına göre, Çarşamba gününe kadar günde yaklaşık 50 göçmen Libya muhafızı tarafından kurtarılmadan önce Libya’ya Al-Assah’a gelmeye devam etti.
Libya makamları, yaklaşık 600.000’i savaştan zarar görmüş Kuzey Afrika’da ikamet eden göçmenlere yönelik ateşli şiddet nedeniyle BM tarafından sert görüşlere maruz kaldı.
İki Kuzey Afrika ülkesi, Avrupa’da daha iyi bir yaşam beklentisiyle genellikle köhne teknelerde yolculuklarda tehlikelilar yapmaya çalışan göçmenler ve sığınmacılar için önemli bir giriş kapısı.
Birleşmiş Milletler, Orta Akdeniz’in göç yolunu dünyanın en yürütücü yolu olarak tanımlıyor ve her yıl onu hedefliyor.
Uluslararası Göç Örgütü tarafından genel ölçütlere göre, bu yıl sonuna kadar 1.800’den fazla insan rotayı denediğinde öldü.